19 Mar

SIK KUZULATMA SİSTEMLERİ

Koyun yetiştiriciliğinde elde edilen gelirde en büyük paya et (kuzu) geliri sahiptir. Bunu süt, yapağı vd. gelirler izler. Et (kuzu) geliri; kuzu verimi, pazarlama aşamasına kadarki kuzu yaşama gücü ve karkas ağırlığına bağlı olarak değişmektedir. Elde edilen kuzu sayısının artırılmasında, genetik ıslah metotlarının yanında çevresel ıslah da önemli bir yere sahiptir.

Çevre ıslahı arasında;

  • Koç katım döneminde ek besleme (flushing),
  • Damızlıkta erken yaşta kullanma,
  • Kuzulama aralığının kısaltılması,
  • Koç etkisi,
  • Yapay ışık (fotoperiyot) uygulamaları,
  • Hormon uygulamaları vd sayılabilir.

Kuzu verimini artırmayı amaçlayan çevresel faktörler bağımsız olarak uygulanabildiği gibi, bir üretim döneminde birlikte kullanılması daha yararlı bir uygulamadır.

Koç katım döneminde besleme; kuzu verimi üzerinde önemli bir etkiye sahiptir. Özellikle koç katımdan 2-3 hafta önce başlayan ve koç katımında 2-3 hafta devam eden olağan dönemlerden daha yüksek bir besleme (flushing) dölverimin artırmaktadır. Flushing, koyunlarda;

  • Kızgınlığı belirginleştirir ve kızgınlığı toplulaştırır,
  • Kısırlığı azaltır,
  • İkizlik oranını artırır.

Beslenme dışında, koyunların arasına uyarıcı koçlar salınması kızgınlığın uygun zamanda ve toplu olarak görülmesini sağlamaktadır. Uyarıcı koçlara ya önlük bağlanmalı ya da vazoktemi operasyonu yapılmış olmalıdır. Bu koçlar koç katımından iki hafta önce koyunlar arasına bırakılmalıdır. Toklularda koç etkisi koyunlardaki kadar etkili değildir. Koçların etkisi, anöstrus döneminden çiftleştirme mevsimine geçerken görülür.

Koyunlar genel olarak mevsime bağlı poliöstrik hayvanlardır. Tohumlama mevsimi gerek kuzey ve gerekse güney yarım kürede gün uzunluğunun kısaldığı günlerde yer alır. Klasik olarak tüm koyun yetiştiriciliği yapılan ülkelerde ekstansif koşullara da uygun olan yılda tek kuzulatma egemendir. Bu sistemde kuzulama aralığı 12 ay olmaktadır. Bunun yanında gebe kalmayan kısır koyunlar damızlıktan çıkarılmamışsa bu süre 24 aya çıkmaktadır. Bu yöntemde koyunlara bakım ve besleme daha kolay yapılmaktadır. Diğer sık kuzulatma programlarına göre gebelik ve çoklu doğum oranları daha yüksektir. Ancak bu sistem, günümüzde özellikle kuzu eti üretimi için yeterli görülmemektedir.

Sık kuzulatma olarak burada yılda iki kuzulatma ve 2 yılda 3 kuzulatma sistemleri ele alınacaktır.

Yılda İki Kuzulatma Sistemi;

Koyunlar kuzuladıktan bir ay sonra tekrar tohumlanır ve gebe kalır ise yılda iki kez kuzulatılabilir. Burada iki kuzulama arası süre 6 aydır. Bu sistemin uygulaması şöyle yapılır; ilk kuzulamayı takiben koyun kuruya çıkartılır. Bu amaçla kuzu, ağız sütünü aldıktan sonra anasından ayrılır ve ana bir hafta içinde kuruya çıkartılır. Bu işlemi yaparken koyunun beslemesi düşük değerli yem ile yapılır, sulu zengin yemler kesilir ve eksik ve aralıklı sağım uygulanarak hayvanın kuruya çıkması sağlanır. Kuruya çıkma işlemi bir haftada tamamlanmalıdır.

Bundan sonra koyunlara yoğun bir yemleme programı uygulanması gerekir. Böylece koyunların aşım kondisyonuna ulaşması sağlanır. Bu sistemde kızgınlığın oluşturulması ve toplulaştırılması için flushing uygulaması yanında mutlaka dışarıdan hormon uygulanması gerekmektedir. Bu sistemde kuzulatma yıl içinde farklı dönemlerde olması isteniyorsa ana sürü alt gruplara ayrılmalıdır. Böylece kuzu üretiminde devamlılık sağlanabilir.

Yılda iki kuzulatma sisteminin uygulanmasında aşağıda sıralanan koşulların yerine getirilmesi gerekmektedir. Bunlar;

  • Bu sistemin uygulanacağı koyun ırklarında tohumlama mevsimi uzun olmalıdır.
  • Koyunlara entansif bir bakım ve besleme gerekmektedir.
  • Kuzuların büyütülmesi bakıcı tarafından ve yapay sütlerle beslenmesi zorunludur.
  • Koyunlarda tekrar kızgınlık oluşturmak için yapay üreme hormonları kullanılmalıdır.
  • Elde edilen gelir sadece kuzu eti üretimine dayanır.
  • Koyunlar çok çabuk yıprandıklarından sürü yenileme (reforme) oranı yüksektir.

Yılda iki kuzulatma sistemi gerek uygulamasındaki zorlukları ve gerekse çok pratik bir uygulama olmamasından dolayı genellikle sınırlı bir başarıya sahiptir.

İki Yılda Üç Kuzulatma Sistemi;

Sık kuzulatma sistemleri arasında en yaygın kullanım alanı bulmuş iki yılda üç kuzulatma sistemi 1980 yıllardan itibaren uygulanmaya başlanmıştır. Bu kuzulatma yöntemi iki şekilde uygulanabilmektedir.

            – Birinci Yöntem;

İlk önce sürü iki alt gruba ayrılır. İlk yıl 1. sürü yılda iki kez, 2. sürü ise yılda bir kez tohumlanır. Ertesi yıl ise 1. sürü bir kez, 2. sürü iki kez tohumlanır. Böylece bu sürüde iki yılda üç kuzulatma uygulanmış olur. Koyunların sıra ile kuzulatılması ile yıl da iki kuzulatmadan doğacak aksaklıklar giderilmeye çalışılır. Ancak bu yöntemde yılda iki kez kuzulatılan koyunlar için yılda iki kuzulatma sistemindeki koşullar yerine getirilmelidir.

            – İkinci Yöntem;

Koyunlar kuzuladıktan 3 ay sonra tekrar tohumlanır, böylece iki kuzulama arası süre 8 ay olarak gerçekleşir. Bu 8 aylık İki kuzulama aralığının 5 ayı gebelik, 1.5-2 ayı süt verme dönemi ve kuruya ayrılma, son bir ayı ise flushing ve tohumlama işlemleri gerçekleştirilir.

 Koyunlar kuzuladıktan sonraki üç ay içinde tekrar tohumlama kondisyonuna ulaşması gerekir. Bunun için öncelikle laktasyon (süt verme) dönemi sonunda koyunlar kuruya ayrılmalıdır. Bu amaçla, düşük düzeyde besleme ile beraber eksik ve aralıklı sağım uygulamaları ile bir hafta içinde koyunların kuruya çıkmaları sağlanmalıdır. Koyunlar kuruya ayrıldıktan sonra yoğun bir besleme (flushing) ile koç katım kondisyonuna ulaşmaları sağlanır ve koyunların kızgınlık göstermeleri ve koç katmadan 2 hafta önce uyarıcı koçlar sürü içine bırakılır veya hormon uygulaması ile kızgınlıklar toplulaştırılır ve koç katım işleri yapılır.

Bu yöntemde sürü büyüklüğüne göre iki veya dört alt gruba ayrılır ve 4 veya iki ay aralıklarla tohumlanır. Koç katım (Aşım) işlemi sonlandırıldıktan bir ay sonra koyunlara gebelik kontrolü (ultrason) yapılmalıdır. Böylece kısır kalan koyunlara tespit edilir ve bu kısır koyunlar diğer sürüye alınır ve tekrar koç almaları sağlanır. Bu durumda gebe kalmayan koyunlar 2 veya 4 ay içinde tekrar tohumlanmış olur. Böylece bir yıl beklemeden tekrar koça verilir ve gebe kalmaları sağlanır. Burada önemli bir konu da üst üste 2 kez kısır kalan koyunların damızlık sürüden çıkarılmasıdır.

İki yılda üç kuzulatma sisteminin başarılı bir şekilde gerçekleştirilmesi büyük ölçüde koç katım zamanının iyi saptanmasına bağlıdır. Koç katım zamanı aynı zamanda kuzulama mevsimini de belirlemektedir. Koç katım mevsimi belirlenirken; koyunların çiftleşme mevsimi uzunluğu, kuzulamadan sonra kuzu beslenmesindeki doğal beslemenin varlığı ve kuzu eti fiyatları dikkate alınmalıdır. İki ayrı grup olarak yönetilen sürülerde tohumlama ve kuzulama ayları aşağıda verildiği gibi olabilir:

  Tohumlama Ayları Kuzulama Ayları
Sürü I Temmuz-Ağustos Aralık-Ocak
Sürü II Kasım-Aralık Nisan-Mayıs
Sürü I Mart-Nisan Ağustos-Eylül
Sürü II Temmuz-Ağustos Aralık-Ocak
Sürü I Kasım-Aralık Nisan-Mayıs
Sürü II Mart-Nisan Ağustos-Eylül

 

Kuzulamanın 8 ayda bir gerçekleştirilebilmesi için kuzulama süresin kısa olmasıdır. Bu konu koç katım süresinin süresi ile yakından ilgilidir. Koç katım süresinin en çok iki siklus uzunluğunda (34 gün) olması gerekir. Koyunlarda kızgınlıklar toplulaştırılarak koç katım süresi kısaltılabilir. Bunun için ya yapay hormon uygulanabilir ya da doğal yöntemler uygulanmalıdır. Doğal yöntemler olarak; koyunlar toplu olarak kuru çıkartılır, koç katım öncesi (17 gün) koyunlar arasına uyarıcı koçlar salınır ve flushing uygulanmalıdır.

İki yılda üç kuzulatma sisteminin uygulanmasında aşağıda sıralanan koşulların yerine getirilmesi gerekmektedir. Bunlar;

  • Bu sistemin uygulanacağı koyun ırklarında tohumlama mevsimi uzun olmalıdır.
  • Koyunlara entansif bir bakım ve besleme gerekmektedir.
  • Koyunlarda tekrar kızgınlık oluşturmak için yapay üreme hormonları kullanma zorunluluğu yoktur.
  • Elde edilen gelir kuzu eti üretimi yanında az miktarda da olsa sütten sağlanabilir.
  • Koyunlarda sürü yenileme (reforme) oranı yüksektir.

İki yılda üç kuzulatma sisteminin Karacabey Merinos ırkı koyunlarda uygulanan bir çalışmada, Anaç koyun iki ayrı alt sürüye ayrılmış ve sürülere Ağustos, Aralık ve Nisan aylarında koç katılmıştır. Kuzulamalar ise Ocak, Mayıs ve Eylül aylarında olmuştur. Kuzulamadan ortalama 50 gün sonra koyunlar kuruya ayrılmış, kuruya ayırma; düşük düzeyde besleme, eksik ve aralıklı sağım uygulanarak bir hafta sürmüştür. Koyunlara tohumlamadan 3 hafta önce başlayan tohumlama içinde 3 hafta süren flushing uygulanmış, tohumlamadan 3 hafta önce uyarıcı önlüklü koçlar sürüye katılmıştır. Koç katım 30 gün sürmüş, süre sonunda koçlar sürüden çıkarılmıştır. Koç katımı bitiminden 2 ay sonra ultrasonla gebelikler saptanmış, gebe olmayanlar takip eden tohumlanacak sürüye katılmıştır. Çalışmada elde edilen sonuçlar aşağıdaki tabloda verilmiştir. Çalışma sonuçlarına göre her üç tohumlama genelinde gebelik ve kısırlık oranları ortalama % 88 ve % 12 bulunmuştur. İkiz doğum oranı ise % 53 olarak gerçekleşmiştir.

Tohumlama Ayı AĞUSTOS ARALIK NİSAN GENEL
Gebe Sayı / Oran 1094 / % 90.1 340 / % 86.1 519 / % 85.0 1953 / % 88.0
Kısır Sayı / Oran 120 / % 9.9 55 / % 13.9 92 /  % 15.0 267 / % 12.0
İkizlik Oranı % 62.3 % 50.5 % 46,1 % 53.0

 

Koyunlarda yılda bir kuzulatma ile iki yılda üç kuzulatmayı karşılaştırıldığı tablo aşağıda verilmiştir.

  YILDA 1 KUZULATMA 2 YILDA 3 KUZULATMA
Kuzulama Aralığı (Ay) 12 8
Laktasyon Süresi (Gün) 150 42-60
Tohumlama süre (Gün) <45 <34
Kuzulama Dönemi/Yıl 1 3
Tohumlama Dönemi/Yıl 1 3
Kuzulama sayı/yıl/koyun 1 1.5
Kuzu sayısı/yıl/koyun 1.5 2.25

 

Sonuç olarak;

Bir işletmede sık kuzulatma sistemi uygulamaya geçirileceğinde; öncelikle koyun ırkının seçimi ve hangi mevsimlerde tohumlama ve kuzulamaların yapılacağı pazar koşulları da dikkate alınarak belirlenmelidir. Başlangıçta bir program yapılmalı ve buna harfiyen uyulmalıdır. Aksi takdirde bir dönemde meydana gelen aksaklıklar tüm dönemleri etkileyeceği unutulmamalıdır. Koyunlara entansif bir bakım ve besleme gerekmektedir. Özellikle tohumlamada (flushing), gebeliğin son 4-6 haftası ve laktasyon döneminde beslenmeye gerekli itina gösterilmelidir. Bütün bu faktörler göz önünde tutularak yetiştiricilik yapılan bölgeye uygun sık kuzulatma sistemi seçilmelidir.

12 Mar

Merinos Koyununun Tarihi Gelişimi

Merinos koyununun tarihi çok eskilere dayanır. Ortaçağda merinos yetiştiriciliği bakımından dünyaca meşhur ülkesi İspanya’dır. Ancak Roma İmparatorluğu döneminden önce Anadolu’da ince Yapağılı koyunların varlığı bilinmektedir. Tarihi kanıtlar merinos koyununun atalarının Batı Anadolu’da olduğunu göstermektedir. M.Ö. 3 ncü yüzyılda Anadolu’dan İspanya’ya götürülmüştür. Merinos koyunların İspanya’dan dışarıya çıkarılması uzun yıllar engellenmiş ancak 18 ncü yüzyılın ortalarında izin verilmiş ve diğer ülkelere bu tarihten sonra götürülmüştür.

Merinos koyunları eskiden çok ince, çok kıvrımlı yapağı veren küçük cüsseli hayvanlardı. Bunlara çuha yapağısı merinoslar deniyordu. Ancak yetiştirme yönü ve sanayinin istediği yapağı özellikleri kapsamında, bu tip merinosların vücut iriliği, yapağı verimi ve lüle uzunluğu bakımından dikkat seleksiyon ve kısmen de melezlemeyle tarak yapağısı Merinoslar geliştirilmiştir. Bu Merinoslarda, değişen istek ve gereksinimlere cevap veremez durumuna gelince (1900 yıllarda); Merinos yetiştiriciliğinde dölverimi, et verimi ve büyüme hızı gibi özelliklere önem verilerek, bu özellikler önemli ölçüde geliştirilmiştir. Böylece Et-Yapağı ve Et Merinosu yetiştiriciliğine geçilmiştir.

Farklı ülkelerde tarak yapağısı Merinosların geliştirilmesinde seleksiyon ana rolü oynamıştır. Bunun yanında İngiliz beyaz başlı etçi ırklardan kan katılmısı etkili olmuştur. Bugün Dünyada yetiştirilen Merinosların tamamı tarak yapağısı Merinos tipindedir. Bu koyunlar farklı ülkelerde Et, Et-Yapağı Merinosu gibi adlarla anılmaktadır.

Türk Merinosu

Merinos ırkı ilk olarak 1843 yılında İspanya’dan getirilmiş olmasına karşın asıl Merinos yetiştiriciliği çalışmaları Cumhuriyetin ilanını takiben 1934 yılında Almanya’dan ithal edilen Alman Et Merinosları (Deutsches Merinofleishschaf) ile başlamıştır. Alman Et Merinosları Türk Merinosunu oluşturmak üzere Karacabey Harasında Kıvırcık koyunları ile melezlenerek Karacabey Merinosu, Konya Harasında Akkaraman koyunları ile melezlenerek Orta Anadolu (Konya) merinosu geliştirilmiştir.

Karacabey Merinosu

Bu Merinos ırkı, Alman Et Merinosu X Kıvırcık melezleme çalışmaları sonucunda Karacabey Harasında geliştirilmiştir. Bu melezleme, Kıvırcık ırkının Alman Et Merinosuna çevrilmesi şeklinde yapılmıştır. Kıvırcık koyunlar Alman Et Merinosu koçlar ile çiftleştirilerek F1 melezler elde edilmiştir. Elde edilen F1 melez koyunlar tekrar Merinos koçlarla birleştirilerek geriye melezler (MG1) elde edilmiştir. Melez geriye melez koyunların tekrar tekrar merinos koçlarla çiftleştirilerek beşinci geriye (MG5) melezler elde edilmiştir. Bu geriye melezlerin koç ve koyunları büyüme ve yapağı özellikleri seleksiyona tabi tutularak kendi aralarında birleştirilerek Karacabey merinosu elde edilmiştir.

Karacabey merinosunda vücut beyaz renkli yapağı ile örtülüdür. Erkeklerin % 10-15 boynuzlu, dişiler boynuzsuzdur. Başın uç kısmı ile ayak uçları çıplaktır. Baş uzunluğu ve genişliği orta derecede, kulaklar yatay ve geniş, boyun kısa ve kalın, vücut geniş derin yuvarlak ve orta uzunlukta, butlar dolgun ve etli, bacaklar orta uzunluktadır. Kuyruk yağsız, ince ve uzundur.

Karacabey Merinos koyununda vücut orta irilikte olup ince bir örnek kumaş dokumaya uygun elyaftan oluşan yapağıya sahiptir. Canlı ağırlık, büyüme hızı ve dölverimi yüksektir. Yaşama gücü bakımından da yüksek değerlere sahiptir. Yılın hemen hemen her mevsiminde kızgınlık gösterir ve tohumlanabilir ve bu özelliğinden dolayı yılda iki veya iki yılda üç defa kuzu elde etmek mümkündür. Karacabey Merinos kuzular beside hızlı bir performansa sahiptir. Beside kuzular günlük 400-600 gram canlı ağırlık artışına sahip olup 4-4.5 ayda ortalama 50 kg canlı ağırlığa ulaşabilmektedir.

Karacabey Merinos Koyunlarda;

Ergin Canlı Ağırlık : 60-80 kg

Kuzu Doğum Ağırlığı : 4-5 kg

Beside Günlük C.A Artışı : 400-600 g

Süt Verimi : 50-70 kg

Yapağı Verimi : 3.4-4 kg

İkiz Doğum Oranı: % 40-60

Damızlıkta Kullanma Yaşı: 11-12 ay dır

Neden Karacabey Merinosu Yetiştirmeliyiz?

  • Merinos Türkiye’de yaklaşık 80 yıldır yetiştirilmektedir.
  • Ülke koşullarına ve hastalıkların karşı iyi bir adaptasyona sahiptir.
  • Ülkemizin hemen hemen tüm bölgelerinde yetiştirilebilir.
  • Türkiye’de en yayın yetiştirilen kültür ırkı (2 milyonun üzerinde) merinos yetiştirilmektedir.
  • Sürü halinde yaşama içgüdüsüne sahip olup sürü idaresi kolaydır.
  • Yılın her ayında kızgınlık gösterir. Bu özellik merinostan yılda daha fazla kuzu alma imkanı verir.
  • İkizlik oranı yüksektir (%40-60)
  • Kuzularda besi performansı yüksektir. 4-4.5 ayda ortalama 50 kg canlı ağırlığa ulaşabilir.
  • Kaliteli ve bir örnek yapağı verir.
Facebook
YouTube
Instagram
SOCIALICON